Sayfalar

MÜREKKEP DÜŞTÜĞÜNDE






Bu şehrin yıldızının
Nabzı yerde atardı
Tattığı her kadını
Harcına da katardı
Karardı
Birkaç yılı
Bir sonraki günüyle
Yamardı
Ellerine
Mürekkep  düştüğünde
Avazımdan bir tını
Kolaçan etti an’ı
Anı fısıldadı sonra
Kaybettin mi sanrıyı
Ayaküstü bir telden
Dillendirdin ezgini
Dedi gitmeliydin madem
İtmeliydin çizgini
Sezgini de yanıltmıştı
Kalanlardan bir yalan
Sokakta ayak izleri var
Geçmişin etrafından dolan
Sırtımı sıvazlayan duvar
Yalın ayak bir sorgu
Kuyruk sallamaktan yorgun
Çenesi titreyen korku
Sordu
Yokuş aşağı bir göçtü
Bıraktın mı kendini?
Kaygan zeminden tende
Yendin mi hiç fendini