Sayfalar

Battle in Seattle / Nam-ı Diğer n30

Stuart Townsend'in yönetmenliğini ve senaristliğini yaptığı ilk film.

Film, barışın, demokrasinin, insan haklarının merkezi olan Amerika'da geçiyor. 

Dünya ticaret örgütü (WTO), yeni milenyumun ekonomik anlaşmalarına yön vermek için 30 Kasım 1999 tarihinde Seattle'da bir araya gelecekti. Seattle o zamana kadar grunge'ın merkeziydi yani oduncu gömleği giyenlerin, nihilistlerin, Nirvana'nın, Pearl Jam'in mekanıydı. Ama artık kaplumbağaları kurtarmak için mücadele edenlerin de yeriydi. Büyük ölçekte planlanan protestonun kontrolden çıkıp nasıl bir faciaya bir kısmının dönüştüğünü, bir kısmının dönüşmediğini anlatıyor.

Dünya ticaret örgütünü protesto eden gruplar, polis, vali, esnaf ve arada kalan halk gibi bir çok yönden olayları görebiliyoruz. Kimi dünyadaki bu adaletsiz gidişe dur demek için, kimi sadece işi olduğu için, kimileri de ne olduğunun farkında olmadan içine girdiği bu kaos ortamından nasıl kurtulacağını düşünüyor. Gösteriler o kadar büyümüştü ki (en kötümser tahminlere göre 40 bin kişi vardı) dönemin ABD başkanı Bill Clinton, konferansta yapacağı konuşmayı iptal etmek zorunda kaldı ve toplantı tam bir fiyasko ile sonuçlandı. Bunu yapanlar ''sinirli insanlar'' idi. 

Peki olaylardan sonra neler oldu, neler olmadı?
- G8 zirvesi ve DTÖ gibi toplantılarda aynı fikirde olmayan insanların muhalefet haklarını daha da kısıtlayan 2 milli güvenlik hattı artık normal karşılanıyor.
- Dünya Ticaret Örgütü, zaruri ilaçların ticari çıkarların önünde tutulması gerektiğini kabul etti.
- Dünya Ticaret Örgütü, Doha'da ayrıca yoksul ülkelerin ihtiyaçlarını karşılamayı kabul etti.
- Gerçek niyeti yaymak olduğu ortaya çıktıktan sonra gelişmekte olan ülkeler toplantıyı terk ettiler.
- Koreli çiftçiler birliği başkanı Lee Hyung Kae, protestoda hayatına son verdi.
- Dünya Ticaret Örgütü, yerel pazarı ithalata boğunca 40 bin Hintli çiftçi borçlarından kurtulmak için intihar etti.
- Dünyanın dört bir yanından 36 milyondan fazla insan Irak savaşını protesto ederek, ülkenin en büyük protestosunu gerçekleştirdi.
- Milyonlarca Amerikan kökenli, iş için ülke dışına taşındı, maaşlar azaldı.
- Bozulmuş yiyecek ithalatı arttı.

Ama bütün bu olanlar insanları başka bir dünya yaratmaya çalışmaktan alıkoymadı. 
Washington, Cenova, İsviçre, Ekvator, Miami, Hindistan, Güney Kore, Filipinler, Honduras, Hong Kong. Her yerde mücadele devam ediyor. 

Mağara adamı gülmeyi başarabilseydi, şu an dünya çok daha farklı olurdu.
Filmin sonunda çalan şarkı, sahte dünyada yarı uyanık olan tüm bünyelere gelsin;