Şehri terk
etmek ve kaybetmek arasında
Bir adım belki bir kadın fark ederken
Alışmak
Kalabalığa karışmaktan da geçmez bazen.
Ayağımın altından kayan bir saten
Üzerimde
emanet durmuştu zaten
Ve ben şimdi
Aşınan
asfalttaki
Direkleri sayarak
Çizgileri yutarak bazen
Seviştiğim tüm şehirler
Taze
kalsın istiyordum
Döndüğümde
bu sokağı yerinde bulur muyum ?
Ya da ben zamanda ihmal görür müyüm ?
Giden kırmızı
ışığın peşine düşersem
Sarı ile çarpışınca kahveyi dökersem
Bir farkı olmalıydı.
Bu şehre
çok para saydım
Üzerimde güzel durmalıydı
Bir tesiri olmalıydı
Klasik bir
natürmordun elma kurdu
Yaldızından taşan bir damla çeşme suyu
Ya da
bir rüyanın
yıllar sonra açığa çıkan huyu
Su çektikçe halatı ıslatan kuyu
Bazen bayat bir dölün kokusu
kabahatin dönüş pususu
İstemsiz söylemin tınısı
O pasif tınının yankısı
Külün sigaradan atlayış
anı
Sigaranın küllendiren yanıydı
Şehir sönen ışık sayısı kadardı
Uyurken binalar
yan yatar mıydı?
Nefesin lambada asılı kaldı
Şehrin senden
aldığı
Bazen ayağını
suya saldığı vakit
O vakit
Ya şehrin
özünü yutar hıçkırırsın
Ya gözünü
kapar sırıtırsın
Sen o şehrin
sırrısın
Sırrın senden
saklansın
Yağmurdan ıslansın
Hatta bu
şehrin kokusu yasaklansın
Bu defa yollarda şarampole yuvarlansın
Beyaz çizgiden gidip
Bir şarkı mırıldansın